Usluel | Ünal | Özbilen, Kasım 2024
Zararı azaltma külfeti, ticari sözleşmelerde zarar gören tarafın makul tedbirlerle zararını sınırlama yükümlülüğünü ifade eden temel bir hukuk ilkesidir. Türk Borçlar Kanunu (TBK), CISG (Viyana Satım Sözleşmesi) ve UNIDROIT Prensipleri gibi ulusal ve uluslararası düzenlemeler, bu yükümlülüğün kapsamını ve uygulanmasını detaylı bir şekilde düzenler. Bu makalede, ticari sözleşmelere taraf olanların zararı azaltma külfeti ile ilgili dikkat etmesi gereken hususlar açıklanmakta ve bu sürecin başarılı bir şekilde yönetilmesi için pratik öneriler sunulmaktadır.
Sözleşme Hükümlerinin Belirlenmesi
Zararı azaltma külfeti, sözleşme hazırlanırken açık ve net hükümlerle düzenlenmelidir. Tarafların bu yükümlülüğe ilişkin hak ve sorumluluklarını anlaması, olası uyuşmazlıkların önlenmesinde kritik bir rol oynar.
Uluslararası Uyum: CISG (77. madde) ve UNIDROIT Prensipleri gibi metinlerle uyumlu hükümler eklenmelidir. CISG, makul tedbirlerin alınmaması durumunda tazminatın azaltılabileceğini açıkça belirtir.
Açıklık ve Detay: Sözleşmede zararı azaltma kapsamında alınması beklenen tedbirlerin çerçevesi belirlenmeli, belirsizliklerden kaçınılmalıdır.
Zararı Azaltma Sürecinde Hızlı ve Etkili Hareket
Zararı azaltma külfetinin yerine getirilmesi, zamanında ve etkili önlemler alınmasını gerektirir.
Makul Önlemler: Örneğin, geciken bir teslimat durumunda alternatif tedarikçilerden ürün temin etmek gibi çözümler devreye alınmalıdır.
Harcama ve Belgeleme: Zararı sınırlandırmaya yönelik harcamalar ve alınan önlemler detaylı şekilde belgelenmeli ve kayıt altına alınmalıdır. Bu belgeler, ileride zarar veren taraf ile yapılacak görüşmelerde veya dava süreçlerinde delil olarak kullanılabilir.
Taraflar Arasında Etkili İletişim
Zararı azaltma sürecinde, taraflar arasında düzenli ve şeffaf bir iletişim sağlanması sürecin başarısını artırır.
Bilgilendirme: Zarar gören taraf, alınan önlemleri ve süreçteki gelişmeleri zamanında karşı tarafa bildirmelidir. Bu bilgilendirme, zarar veren tarafın sorumluluğunu açıkça anlamasına ve süreçte iş birliği yapmasına olanak tanır.
Mutabakat Arayışı: Alınacak önlemler konusunda taraflar arasında mutabakat sağlanmaya çalışılmalıdır. Bu, ileride doğabilecek uyuşmazlıkları önlemek için etkili bir yöntemdir.
Uluslararası Ticarette Özel Dikkat
Uluslararası ticari sözleşmelerde zararı azaltma külfeti, farklı hukuk sistemlerinin bu ilkeye yaklaşımındaki farklılıklar nedeniyle daha karmaşık bir hal alabilir.
CISG ve UNIDROIT Prensipleri: CISG’nin 77. ve UNIDROIT Prensipleri’nin 7.4.8. maddesi, makul tedbirlerin alınmasını zorunlu kılar ve alınmayan önlemler nedeniyle tazminatın azaltılabileceğini belirtir.
Farklı Hukuk Sistemleri: Sözleşme taraflarının bulunduğu ülkelerin hukuk sistemlerindeki farklılıklar dikkate alınmalı ve sözleşmeler bu doğrultuda hazırlanmalıdır.
Hukuki ve Ticari Risklerin Yönetimi
Zararı azaltma külfetinin ihlali, taraflar açısından hukuki ve ticari riskler doğurabilir. Bu riskleri en aza indirmek için:
Hukuki Danışmanlık: Sözleşmelerin hazırlanması ve zararı azaltma süreçlerinin yönetimi konusunda uzman bir hukukçudan destek alınmalıdır.
Sigorta ve Risk Yönetimi: Ticari riskleri sınırlandırmak için uygun sigorta poliçeleri düzenlenmeli ve zararı azaltmaya yönelik harcamaların tazminata dahil edilip edilmeyeceği netleştirilmelidir.
Sonuç
Zararı azaltma külfeti, ticari sözleşmelerde taraflar arasında adalet ve ekonomik etkinliği sağlamayı amaçlayan temel bir ilkedir. Bu ilkenin doğru bir şekilde uygulanması, tarafların hukuki yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlarken, ticari ilişkilerde güveni artırır. Sözleşme hazırlığında dikkatli bir planlama yapmak, hızlı ve etkili önlemler almak ve taraflar arasında şeffaf bir iletişim sağlamak, zararı azaltma külfetinin başarılı bir şekilde yerine getirilmesi için kritik öneme sahiptir.